86.400’lük Servet

86.400’lük  Servet

Yaşamak yada yaşayabilmek! Bizlere verilen hazinelerin değerlerini bilmek… Belki de avucumuzdaki en büyük değer; yaşayabilmek! Bir fırsat, bir tecrübe, bir imtihan… Ama ne olursa olsun farkına varamadan akıp giden bir zaman…

İnsan, fıtratı gereği yaşamaya müştâk ve ebedî bir hayata âşıktır. Bu nedenle hayatımızın her an sona erebileceğini pek düşünmeyiz. Oysa bir gün içinde yelkovanla akrebin vuslatını hiç saymamışızdır bile… İnsanın farkına varmadan kaybettiği en önemli hazinesi olan yaşamın geçici ölçü birimi olan zaman, üzerine düşülmesi gereken bir olgudur. Ama nedense en son aklımıza gelenlerdendir. Bizler Aşık Veysel’in tabîriyle;

“iki kapılı bir handa, Gidiyoruz gündüz gece”

ama bunu unutup, birkaç gecelik molamızı  sanki aylar-yıllar sürecek varsayarak zamanımızın hiç tükenmeyeceğini farz ettiğimizden olsa gerek zamanın geçip gidişini pek de dikkâte almıyoruz. Aksine çöldeki tüccarların mataralarını doldurmak için bir vahada verdiği mola misâli bizler de kervanımızın ihtiyaçlarını gidermek ve mataralarımızı doldurmak için dünya vahasındayız. Daha yolumuz çook uzun…

Şimdi bir düşünün! Bir bankada bir hesabınız var! Hesabınıza istisnasız her sabah 86.400.$ para yatırılıyor ve bu paranın tamamı sizin kullanımınıza sunuluyor. Fakat banka sahibinin bir şartı var; sizin adınıza yatırılan bu para siz kullansanız da kullanmasanız da ertesi güne devretmeyecek! Yani her gün sıfırlanacak… Bu durumda sizce ne yapmak en uygun strateji olurdu? Elbetteki elimizden kaçmadan her gün bu parayı kullanmanın bir yolunu bulmak veya ertesi güne transfer edilmeyen bu parayı yatırım yaparak değerlendirmek en uygunu olurdu.

İşte bunun gibi her insanın da doğuşundan itibaren ölümüne kadar kendileri için otomatik olarak açılan özel hesapları vardır. Biz de bu dünya bankasının müşterilerinden biriyiz. Bizim için de otomatik olarak doğduğumuz andan itibaren böyle bir hesap açılmış ve her gün hesabımıza –ertesi güne devredilmemek şartıyla- 86.400 saniye yatırılıyor. Hepimize her gün 86.400 saniye bahşediliyor ama yarına çıkmaya garantimiz yok! Sadece 86.400 saniye, daha fazla değil! Geriye dönüş imkânsız! Başka yol yok! Öyleyse bizim yapmamız gereken de; 86.400 saniyeyi her gün uygun bir yatırıma dönüştürmek ve vahadaki mola bitinceye kadar çölde ihtiyacımız olacakları temin etmek olmalıdır. Hayatımızın bize bahşedilen her gününü değerlendirmenin yollarını aramalıyız. Bize bizim yerimize bu hesabı açanı ve hesabımıza her gün 86.400 saniyeyi yatıranı tanımalı ve onun yardımıyla, onun tarif ettiği yatırımlar ile zaman kavramının olgunluğunu yaşamalıyız. Tek iltica noktasına yönelmeliyiz ve saniyeleri ölçmeyi prensip haline getirmeliyiz. Eğer kendimizin sonsuza kadar yaşayacağını zannediyorsak ve bunun nedeni insandaki ebediyet arzusu ise şu bir gerçek ki; ebediyet fani hayatların yok oluşuyla başlar!
 
                                                                                                Osman Said DEMİRYILMAZ

Yorumlar

Popüler Yayınlar